Seyahat ettiği ülkeleri ve özellikle de doğup büyüdüğü İstanbul’u resminin ana konusu yapan, Türk sanatının usta isimlerinden Muhsin Kut, 84 yaşında hayatını kaybetti. Tematik bir ressam olarak her sergisi için ayrı bir konu etrafında bir hikaye şekillendiren sanatçı, soyut resimle başladığı yolculuğunda zamanla figüratife yöneldi. Onun figüratif resme yönelmesindeki en önemli isimlerden biri yakın dostu Kemal Künmat’tı. Heykeltıraş Kemal Künmat’tan henüz 18 yaşındayken resmin felsefesini öğrenen Muhsin Kut, Güner Ener’le yaptığı çalışmalarla da resmin teknik yönlerini, renk, hacim, biçim ve oran orantıyı öğrendi. Kut’un sanatını etkileyen bir diğer önemli isim ise Akademi’deki hocası Sabri Berkel oldu. Öğrenci iken Sabri Berker’in önerisi ile Beşiktaş Resim Heykel Müzesi Milli Koleksiyonu’na eseri kabul edildi. Sokakları, çatıları, binaları, dükkanları, tekneleri, limanlarıyla ele aldığı İstanbul görünümlerinde insan figürüne yer vermedi. “İnsan koyduğun zaman resmin konusu insan; binalar, sokaklar da fon oluyor. Oysa benim süjelerim sokaklar ve binalar” demişti. Zaman zaman figürler de ortaya koydu; hatta mesleklerine göre insanları resmetti. Bu çalışmalarında ise karikatürist kimliğinden gelen dürtüyle mizahi bir yaklaşım görülüyordu. Renkçi anlayışı ve özgün boya kullanımıyla İstanbul’un türlü hallerini tuvaline aktaran sanatçı bu çok sevdiği kentle ilgili olarak şunları söylemişti: “İstanbul resmi yapmak hem kolay hem de zor. Hele Boğaziçi veya o dolaylardan bir mahalleyi veya semti konu seçmişsem. Yıllardır İstanbul manzaraları yapan bir ressam olarak, gözüme ne takıldı ise; güzelliğine, çirkinliğine bakmadan resmetmeye çalıştım.” Her zaman tematik bir ressam olarak belirli konular üzerine sergiler düzenleyen Muhsin Kut, ilk kişisel sergisini 1959 yılında açtı. 1964 - 1969 yılları arasında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Seramik Bölümü'nde okudu ve oradan mezun oldu. 1969 yılında eşi Semra Kut ile birlikte göçmen olarak Avusturalya’ya gitti. Orada ilk zamanlar tercümanlık yaptı ardından seramik fabrikasında dökümcü olarak çalıştı. Bu yıllarda Sydney ve Melbourne’de sergiler açtı. Beş yılın ardından Türkiye’ye döndü ve Tercüman Gazetesi'nde grafiker olarak işe başladı. Bir dönem karikatüristlik yaptı. 1980-1986 yılları arasında tekrar çalışmak üzere gittiği Avusturalya’da yaşadı. Ailesinde resim yapan tek insan olan büyükbabasından, henüz 10 yaşındayken suluboya yapmayı öğrenen, sonrasında çizme olan tutkusunu karikatürle sürdüren, Akademi’deki seramik çalışmalarının ardından asıl aşkı olan resme yönelen ve üretmeye hiçbir zaman ara vermeyen Muhsin Kut, gezerek, görerek, keşfederek yakaladığı izlenimlerini sanatı aracılığıyla en yalın haliyle aktardı. Sanatçının cenaze töreni 5 Mayıs Perşembe günü yapılacak. İlk olarak Ataköy 9. Kısım Yunus Emre Kültür Merkezi’nde anma töreni yapılacak, sonrasında Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından defnedilecek.